Su verimliliği yönetmeliği, işletmelerin su kaynaklarını daha bilinçli ve sürdürülebilir kullanmalarını zorunlu kılıyor. İklim krizinin derinleştiği günümüzde, su kaynaklarının korunması her zamankinden daha büyük önem taşıyor. Tam da bu nedenle, 2023 yılında yürürlüğe giren Su Verimliliği Yönetmeliği, işletmeler için yasal bir dönüm noktası oldu. Bu yönetmelik, suyun verimli ve sürdürülebilir kullanımını zorunlu kılıyor. Peki, şirketiniz Su Verimliliği Yönetmeliği’ne nasıl uyum sağlayabilir?
1. Su Tüketimini Analiz Edin
Su Verimliliği Yönetmeliği, şirketlerin öncelikle mevcut su kullanım alışkanlıklarını detaylı bir şekilde analiz etmesini şart koşar. Hangi birimde ne kadar su tüketildiği, suyun hangi süreçlerde kayba uğradığı gibi detaylar, verimliliğin artırılması açısından kritik öneme sahiptir.
Bu adımda şirketlerin dijital sayaçlarla entegre ölçüm sistemleri kurmaları ve bu verileri düzenli olarak izlemeleri beklenmektedir. Böylece ani tüketim artışları ya da kaçaklar erken aşamada tespit edilebilir. Ayrıca bu veriler, yönetmelik kapsamında yapılacak resmi raporlamaların da temelini oluşturur.

2. Su Verimliliği Sorumlusu Atayın
Su Verimliliği Yönetmeliği, şirket içerisinde bir Su Verimliliği Sorumlusu atanmasını zorunlu hale getirerek kurum içi sorumluluğu netleştirmeyi hedefler. Bu kişi, sadece analiz ve izleme görevlerinden değil, aynı zamanda ilgili bakanlıkla olan iletişimin kurulmasından, eylem planlarının uygulanmasından ve yasal takibin sürdürülmesinden sorumludur.
Su verimliliği sorumlusu şirket içerisinde bir kültür oluşturur. Farklı departmanlar arasında koordinasyon sağlayarak su yönetimi stratejilerini yaygınlaştırır ve sürekli iyileştirme süreçlerini takip eder. Bu rol, Su Verimliliği Yönetmeliği’ne etkin uyum için kilit bir pozisyondur.
3. Su Verimliliği Planı Hazırlayın
Yönetmelik uyarınca su tüketimi yıllık 100.000 m³’ü aşan kuruluşların 5 yıllık Su Verimliliği Planı hazırlamaları gerekir. Bu plan sadece bir belge değil, aynı zamanda şirketin su kaynaklarını nasıl yöneteceğini gösteren bir yol haritasıdır.
Plan içerisinde işletmenin mevcut durum analizi, hedeflenen iyileştirmeler, uygulanacak projeler ve izleme yöntemleri detaylı şekilde yer almalıdır. Bu plan, Su Verimliliği Yönetmeliği doğrultusunda belirlenen performans göstergeleri (KPI’lar) ile desteklenmelidir. Ayrıca planın ilgili kuruma sunulması ve onaylatılması da gerekmektedir. Onaylanan planların düzenli olarak revize edilmesi yönetmelikte yer alan bir diğer şarttır.
4. Geri Kazanım ve Otomasyon Sistemleri Kurun
Su Verimliliği Yönetmeliği, teknolojik çözümlerle desteklenen kalıcı su tasarrufu uygulamalarını ön plana çıkarır. Bu kapsamda şirketlerin, özellikle geri kazanım sistemlerine ve akıllı izleme çözümlerine yatırım yapmaları önerilir.
Gri su geri kazanım sistemleri, lavabo, duş ve temizlik suyu gibi kaynaklardan elde edilen suyun arıtılarak yeniden kullanılmasını destekler. Yağmur suyu toplama sistemleri ise doğal yağışlardan faydalanarak özellikle peyzaj ve temizlikte ek su kullanımını azaltır. Bunlara ek olarak, IoT destekli sensörler sayesinde su kullanımındaki anlık değişimler uzaktan izlenebilir ve sistem otomatik olarak tepki verebilir. Bu adım, Su Verimliliği Yönetmeliği‘ne uyum sağlar ve çevresel sürdürülebilirlik konusunda örnek teşkil eder.
5. Eğitim ve Şeffaf Raporlama Süreçlerini Başlatın
Su yönetimi sadece teknik önlemlerle değil, çalışanların farkındalık seviyesinin artırılmasıyla da mümkündür. Su Verimliliği Yönetmeliği, işletmelerin çalışanlarına yönelik farkındalık eğitimleri düzenlemesini ve iç denetim raporlarıyla süreci belgelemelerini bekler.
Bu adımda şirketler, suyun değeri, tasarruf yolları ve çevresel etkiler üzerine eğitim programları düzenleyebilir. Aynı zamanda düzenli olarak oluşturulan iç raporlar sayesinde yönetim kadrosu performansı takip edebilir. Şeffaflık ilkesine uygun olarak hazırlanan bu raporlar, yasal mercilere sunulabilir ve kurumsal sürdürülebilirlik raporlarında kullanılır. Bu sayede şirketin Su Verimliliği Yönetmeliği kapsamında ne kadar ilerleme kaydettiği somut verilerle ortaya konur.
Su Verimliliği Yönetmeliği, sadece bir uyum süreci değil, şirketlerin çevreyle olan ilişkisini yeniden tanımlama fırsatıdır. Bu 5 adımı hayata geçirerek doğaya ve kurumsal itibarınıza katkı sağlayabilirsiniz. Su Verimliliği Yönetmeliği’ne uyum sağlamak sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek için atılması gereken kritik bir adımdır. Blueit olarak, işletmenizin bu sürece sorunsuz şekilde adapte olabilmesi için yenilikçi çözümler sunuyor, suyun her damlasını geleceğe taşıyoruz.
Bir yanıt yazın