Çevre kavramı, bir yaşamsal varlığa (insan-hayvan veya bitki) etki eden tüm dışsal etkenler, yaşamsal koşullar olarak tanımlanır dolayısıyla dünya üzerinde yaşamını sürdüren canlılarının hayatları boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır.
Hukuki Anlamda Çevre Kavramı ise insanların, varlığını muhafazası ve yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ortamı ifade eder. Buraya toprak-hava-su gibi temel çevre bileşenlerinin yanı sıra, hayvan ve bitkiler ile mikroorganizmalar ve bunların yaşam alanları ve bilhassa da doğal gıdalar ve kaynaklar dahil olmaktadır. İnsan dışındaki bu son unsurların sadece insanlarla sahip oldukları ilişki bakımından değil; kendi aralarındaki ilişki de çevre kapsamına dahil edilmek durumundadır.
Çevre Kanununda Çevre Kavramı ise, canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamdır (Çevre Kanunu mad. 2).
İşte çevre hukuku, çevrenin korunması amacını taşıyan tüm hukuk normlarını kapsayan bir hukuk alanıdır. Diğer bir deyişle insanın doğal yaşam alanının gelişimi, bakımı ve korunmasını sağlayacak kurallar bütününe çevre hukuku denir.
Devletin “çevreyi koruması” ndan bahsedildiğinde, bunun uygulama biçimi olarak karşımız 3 temel ilke çıkar:
— Devletin aktüel/güncel çevre tehlikelerine karşı koruma sağlaması (Tehlike Savuşturma İlkesi).
— Devletin fiilen doğmuş çevresel zararları ortadan kaldırması.
— Devletin çevre açısından ileride doğabilecek tehlike ve zararları önlemesi (Tehlike ve Risk Önleme İlkesi).
Çevrenin kasten kirletilmesi suçu 5237 sayılı TCK ile 2005 tarihinde mevzuatımıza girmiş bir suç tipidir. Bu eylemlerin suç olarak tanımlanmasıyla Avrupa Birliği Direktifleriyle de uyum sağlanmıştır. Özellikle çevrenin kirletilmesine bağlı olarak küresel ısınmanın ortaya çıkması ve sonuçlarının hissedilmeye başlanması ile insanlık bu alanda duyarlı olmaya başlamıştır.
1-) Suçun maddi unsurları
a- Fiil : 181 inci maddenin 1 inci fıkrasında, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya kasten verilmesi yaptırım altına alınmıştır. Failin bu eylemden dolayı sorumlu tutulabilmesi için, atık veya artıkların ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak toprağa, suya veya havaya verilmesi gerekir.
Çevreyi kasten kirletme suçunun oluşması için atık veya artıkların teknik usullere aykırı bir biçimde çevreye verilmesi yeterli değildir. Ayrıca teknik usullere aykırı bir şekilde çevreye verilen atık veya artıkların, çevreye zarar verecek nitelikte, boyutta, elverişlilikte olması da aranmıştır. Diğer bir deyişle, çevrenin kasten kirletilmesi suçunun oluşabilmesi için kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak toprağa, suya veya havaya verilen atık veya artıkların çevreye zarar verecek nitelikte olması gerekir. Çevresel değerleri somut bir biçimde tehlikeye sokması gerekir (somut tehlike suçu). Bu bakımdan bu suçun oluşması için örneğin bir dereye bırakılan fabrika atıklarının balıkları öldürücü nitelikte olması yeterlidir. Suç zarar suçu olmadığından atıkların balıkları öldürmüş olması şart değildir.
b- Konu : Suçun konusu, çevredir20. 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 2 nci maddesinde çevre; “Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam” olarak tanımlanmıştır. 5237 sayılı TCK’nun 181/1 maddesine göre, atık veya artıkların kasten çevreye verilmesi çevrenin kasten kirletilmesi suçunu oluşturur.
c- Fail : Suçun faili herkes olabilir. 181/1 inci maddede “kişi” terimine yer verildiğinden, bu suçun faili herkes olabilir (Vatandaş, yabancı, erkek, kadın, işletme sahibi, işçi, kamu görevlisi veya kamu görevlisi olmayan).
d- Mağdur : Suçun mağduru, toplumu oluşturan tüm bireylerdir. Hatta tüm insanlık bu suçun mağdurudur. Suçun mağduru, belli bir zaman ve yerde yaşayan insanlar olmadığından, diğer bir deyişle suç tüm nesilleri etkilediğinden suçun mağduru tüm insanlıktır. İşte bu nedenle birçok ülkede, çevreyi koruyucu dernek ve birliklere, işlenen suçtan doğrudan zarar görmeseler bile, çevre adına dava açma, davaya katılma hakkı verilmiştir.
e- Nitelikli Haller : 181 inci maddenin 3 üncü fıkrasında, maddenin birinci ve ikinci fıkralarında tanımlanan suçların konusunu oluşturan atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal kabul edilmiştir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, mahkemenin atık veya artıkların toprakta, suda ya da havada kalıcı özellik gösterip göstermediği konusunda bilirkişiye müracaat etmesi gerekmektedir.
2-) Suçun Özel Görünüş Şekilleri
a- Teşebbüs : 5237 sayılı TCK’nun 181 inci maddesinin 1 inci fıkrasında objektif cezalandırılabilme şartı arandığı için söz konusu suç yönünden teşebbüsün mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Buna karşılık aynı maddenin ikinci fıkrasında öngörülen atık veya artıkların izinsiz olarak ülkeye sokulması suçuna teşebbüs mümkündür. 2 nci fıkrada yer alan atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokma suçunda, fail anılan maddeleri ülkeye sokarken yakalanır ise, eylem teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. Bunun yanı sıra burada gönüllü vazgeçme hükümlerinin de tatbik imkânı bulunmaktadır.
b- İştirak : Genel prensipler uygulanmaktadır.
c- İçtima : zinsiz olarak ülkeye sokulan atık veya artık, daha sonra hukuka aykırı olarak toprağa, suya veya havaya verilirse, burada hem 181/1, hem de 181/2 nci madde uyarınca failin sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekecektir.
(1 Ocak 2022’den itibaren) Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca, 2022’de çevreyi kirletenlere uygulanacak idari para cezaları belirlenmiştir.
Geçmişten günümüze Türkiye’de çevresel sorumluluklarını yerine getiremeyenler:
- Dereyi kırmızıya boyayan fabrikaya en üst sınırdan ceza: Fabrikaya, 1 milyon 799 bin lira ceza kesildi.
2. Bakanlığın ‘Ceza kestik’ dediği fabrikanın yöneticisi: Denizi kirletmekten kesilmedi.
3. Balıkesir’de 45 yıldır ruhsatsız olan fabrika zehir saçıyor: Daha önce 25 milyon euro ceza kesildi, zehirli atıklar tüm Marmara’yı etkileyebilir.
4. Konya’da kimyasal atıkları araziye bırakan şüphelilere 38,5 milyon lira ceza kesildi.
5. İstanbul Boğazı’na atık döken gemilere 36,7 milyon lira ceza kesildi.
6. Dereye zehir akıtan işletmeye 96 bin 561 lira para cezası kesildi.
7. Çevreye kimyasal atık atan üç kişiye 38 milyon rekor ceza kesildi. Bir de tutuklandılar.
8. Gaziemir’de eski kurşun fabrikasının bahçesine gömülü olduğu tespit edilen nükleer atıklarla ilgili fabrika sahiplerine verilen 5 milyon liranın üzerindeki para cezaları AYM tarafından da onaylandı.
9. Su arıtma tesisleri ve fabrikalara 17 milyon lira ceza kesildi….