Dünya genelinde en çok gıda israfının yapıldığı ülkeler arasında Türkiye’de yer almaktadır. 2021 yılına ait BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre Türkiye’de kişi başına yaklaşık 93 kg/yıl yiyecek çöpe atılmaktadır. Araştırmada Türkiye dahil pek çok ülkeye ait veriler tahmine dayanıyor. Bu durum, az sayıda ülkenin bu alanda verileri olmasından kaynaklanıyor. Örneğin verilerin yetersiz olması nedeniyle bu israfın ne kadarının istemli ne kadarının istemsiz yapıldığı bilinmemektedir. Gıdaların yenilebilir ve yenilemeyen kısımlarıyla ilgili veriler sadece yüksek gelir grubundaki ülkelerde mevcuttur.
Gıda israfı, gelişmekte olan ülkelerde daha çok hasat ve işleme süreçlerinde olurken, gelişmiş ülkelerde ise çoğunlukla tüketim aşamasında meydana gelmektedir.
Modern toplumlarda tüketim kavramı, toplumsal statü ve toplumsal kimliğin bir göstergesi haline gelmekle birlikte; kitle iletişim araçları aracılığıyla sunulan moda ürünler ve yeni yaşam tarzları bu eğilimi meşrulaştıran araçlar haline gelmiştir.
Tüketim kavramı her ne kadar daha çok maddi anlamda bir tüketimi ifade etse de tüketimin yalnızca maddi öğelerle sınırlı bir kavram olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Çünkü sahip olunan sosyal, kültürel ve manevi değerlerin de maddeleştirilerek tüketime hazırlanması söz konusudur. Tüketim somut açıdan, para vererek karşılığında istediğimiz şeyi almak anlamına gelmekteyken, soyut anlamda ise günümüz toplumunun en büyük sorunları arasındadır.
Ticaret Bakanlığı’nın Aralık 2018’de yayımladığı Türkiye İsraf Raporu verilerine göre ülkemizde yaklaşık olarak günlük 6 milyon, yıllık ise 2 milyar adetten fazla ekmek israf edilmiştir. Ülkemizde bu denli büyük oranlarda gıdanın israf edilmesinin başlıca nedenleri tüketicilerin yeterince bilinçli olmamaları ve yöneticilerin etkili önlem almamalarıdır. Ürün çeşitliliğinin ve global ticaretin artması, satış ve pazarlamada uygulanan algı yönetimi ve tanıtım ve reklamlar tüketiciyi ihtiyaç fazlası alışveriş yapmaya yönlendiriyor. Pandemi sürecinin de buna ciddi anlamda katkısı olmuştur.
Gıda İsrafı ile nasıl mücadele edilir?
Gıda israfıyla mücadelenin ilk kuralı her zaman gıda atığı daha oluşmadan engellemek ya da atığı kaynağında azaltmaktır. Kurumlar seviyesinde bunu yapabilmenin tek yolu dijital bir altyapı kurarak kararları gerçek zamanlı ve doğru veri üzerinden alabilmektir. Ölçemediğinizi geliştiremezsiniz, bu nedenle maksimum çevresel, sosyal ve finansal kazancı elde etmek için optimum bir ölçüm ve takip mekanizması kurmalıdır. Bu mekanizmanın sağladığı veriyi kullanarak bir sonraki adımın kararını alınmalıdır.
Öte yandan gıda israfının yarıdan fazlası evlerde oluşmaktadır. Bireysel seviyede, planlı alışveriş yapmak çok önemlidir. İhtiyaç kadar almak, tüketilecek kadar pişirmek, buzdolabında kalan gıdaları değerlendirebileceğiniz yemek tarifleri bulmak israfı azaltıcı etkisi olacaktır.
Özellikle pandemi ve yasaklarla birlikte tüketicilerin alışveriş alışkanlıkları da değişmektedir. Tüketici, yasakların etkisiyle tüketimi bir kaçış, psikolojik bir rahatlama olarak görmeye başlamıştır. Pandemi sonrası dönemde ‘intikam alışverişi’ patlaması yaşanacağından bahsedilmektedir. Yaşadığımız bunalımlı dönemlerde kendimizi tüketime vererek rahatlamaya çalışmaktayız. Ancak gıda israfında her şey satın almayla başlıyor. Doğru ve planlı bir satın alım yapamadığımız noktada israfa davetiye çıkartmış oluyoruz.
Gıda üretim aşamasında tüm tedarik zincirinin altyapısı iyileştirilmeli ve verimliliği artırılmalıdır. Tüketicinin bilinçlendirilmesi de önemli adımlardan biridir. Bu amaçla ilköğretim seviyesinde öğrencilere, tüketim alışkanlıklarının belirlenmesine yönelik eğitimler düzenlenmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra sebze, meyve gibi kilogram usulü satılan gıdalar, ihtiyaçtan fazla miktarda alınması ve nasıl koruyacağının bilinmemesi sonucu çöpe atılmaktadır.
Bunun önüne geçebilmek için; öncelikle alışveriş listesi yapma alışkanlığı kazanılmalı, gıdaların muhafaza şartları bilinmeli, tüketilecek miktardan fazla yemek pişirilmemeli, tavsiye edilen tüketim tarihi (TETT) ve son tüketim tarihi (SKT) arasındaki farkı bilinmelidir.
“Cornell Üniversitesi’nden tarım ekonomisti Chris Barrett gıda israfının nedenlerinden birinin işletmelerin daha fazla ürün satabilmek için ürünlerin üzerine koydukları son tüketim tarihi olduğunu söylüyor. Barret’e göre bu tarihler her zaman gıdayı tüketmenin güvenli olmaktan çıktığına işaret etmiyor.”
Tavsiye edilen tüketim tarihi gıdanın kalitesi ile ilgilidir ve o tarihe kadar uygun koşullarda saklandığında gıdanın tüm özelliğini koruyacağı anlamına gelir. Son tüketim tarihi ise gıda güvenliği ile ilgilidir ve o tarihten sonra tüketilmesinin insan sağlığına zararlı olacağı anlamını taşır. Otel, restoran, kantin ve yemekhaneler gibi toplu tüketimin yapıldığı yerlerde kişinin gereksinimi kadar gıdanın alınması ve tüketilmesi konusunda bilgilendirici uyarılar yapılması şarttır.
Danimarka gıda israfını nasıl azalttı ?
‘Too Good To Go’ adlı bir uygulama programı (app) listesinde çok sayıda restoran bulunmaktadır. İnsanlar bu app ile elinde fazla yiyecek kalan restoranlardan çok ucuz fiyata yemek sipariş edebilmektedir. Son yıllarda, artan gıda israfı sorununa çözüm bulmak için başlatılan çok sayıda sosyal girişimlerden biri budur.
Danimarka’nın başarısının anahtarı, farklı paydaşları, halkı, akademiyi, araştırmacıları, hükümeti ve endüstriyi bir araya getirme becerisidir. Gıda israfını azaltmak için yaklaşık 10 yıl önce bir taban hareketi olarak başlayan kampanya kısa zamanda hükümetin ve endüstrinin desteğini kazandı. Beş yıl zarfında gıda atıklarında yüzde 25’lik bir azalma hedefi belirlendi ve Danimarka küresel bir rol modele dönüştü.
Sonuç olarak dijital çağın donanımlarını arkasına alan sosyal girişimlerin ve halkı bilinçlendirmeye yönelik eğitimlerin sürdürebilir bir şekilde kullanılması büyük önem taşımaktadır.
Kaynakça
1-) https://baslangicnoktasi.org/2021-bm-gida-israfi-raporu-turkiye-gida-israfinda-ilk-siralarda/
2-) https://www.milliyet.com.tr/gundem/turkiye-dur-demek-zorunda-bir-yil-yetmeliydi-29-temmuzda-6604281
3-)https://tuketici.ticaret.gov.tr/data/5e6b33e913b876e4200a0101/Turkiye_Israf_Raporu_2018.pdf